Geçtiğimiz günlerde yapay zeka pazarında büyük bir olaya şahitlik edildi: Kırmızı Kod Çağrısı. OpenAI CEO’su Sam Altman tarafından ilan edilen “code red” çağrısı, 1–2 Aralık 2025’te şirket içi bir memo aracılığıyla başladı. Bu karar, rakip firma Google'ın geliştirdiği Gemini dil modelinin pazar payında kaydettiği ani yükseliş ve teknik kapasitesindeki belirgin artış üzerine, şirketin ürün geliştirme önceliklerini radikal biçimde değiştirmesini kapsayan olağanüstü hal protokolüdür.

Kasım 2022'de OpenAI, GPT-3.5 tabanlı sohbet botu ChatGPT'yi halka açarak üretken yapay zeka alanında fiili bir tekel oluşturmuştur. Bu dönemde Google yönetimi, arama motoru iş modeline yönelik varoluşsal bir tehdit algılayarak kendi içinde "Kırmızı Kod" ilan etmiş ve kurucular Larry Page ile Sergey Brin'i acil toplantılara çağırmıştır. OpenAI, bu süre zarfında “lk hamle avantajını” kullanarak pazarın lideri konumunda kalmıştır. Ancak, Google 2025 yılında Gemini'yi Android ve Workspace (Docs, Gmail) gibi milyarlarca kişinin kullandığı platformlara doğrudan entegre ederek yapay zekayı kullanıcıların "ayağına getirdi."

Gemini'ın teknik performansı ChatGPT'yi yakalayınca, kullanıcılar ek bir uygulama açma zahmetine girmek yerine, halihazırda ekranlarında hazır bekleyen bu kolay seçeneği tercih etmeye başladı. Google'ın bu devasa dağıtım gücü, teknik farkın kapanmasıyla birleşerek kullanıcı alışkanlıklarının ve pazar payının hızla Google'a kaymasına neden oldu.

OpenAI Hakimiyetini Kaybediyor mu?

Yapay zeka pazarındaki rekabet dinamikleri, 2025 yılı sonu itibarıyla OpenAI'ın mutlak pazar hakimiyetinin sorgulandığı yeni bir evreye girmiştir. Analistler, OpenAI'ın “ilk hamle avantajını” kaybetmeye başladığını, bunun temel nedeninin ise Google'ın sahip olduğu dağıtım gücü olduğunu belirtmektedir. Teknik performans testlerinde Gemini 3'ün ChatGPT'yi yakalamasıyla birlikte, kullanıcı davranışlarında "en iyi ürünü arama" eğilimi yerini "en erişilebilir ürünü kullanma" alışkanlığına bırakmıştır. Bu durum, Google'ın mevcut ekosistemini kullanarak pazar payını agresif bir şekilde artırmasına ve OpenAI'ın tekel konumunu sarsmasına yol açmıştır. 

Google'ın Gemini modellerini Android işletim sistemi, Chrome tarayıcısı ve Workspace uygulamalarına doğrudan entegre etmesi, kullanıcıların ek bir uygulama indirme veya web sitesi ziyaret etme zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır. Teknik performans testlerinde Gemini 3'ün ChatGPT'yi yakalamasıyla birlikte, kullanıcı davranışlarında "en iyi ürünü arama" eğilimi yerini "en erişilebilir ürünü kullanma" alışkanlığına bırakmıştır. Bu durum, Google'ın mevcut ekosistemini kullanarak pazar payını agresif bir şekilde artırmasına ve OpenAI'ın tekel konumunu sarsmasına yol açmıştır.

Buna karşın, OpenAI'ın pazar liderliğini tamamen yitirdiği tezi, şirketin marka değeri ve stratejik manevra kabiliyeti nedeniyle tartışmalıdır. "ChatGPT" isminin jenerik bir marka haline gelmesi ve kullanıcı zihninde "yapay zeka" kavramıyla özdeşleşmesi, şirketin en güçlü savunma mekanizmasını oluşturmaktadır. Şirket CEO'su Sam Altman tarafından ilan edilen "Kırmızı Kod" durumu ve yan projelerin askıya alınması, endüstri gözlemcileri tarafından bir panik belirtisinden ziyade, kaynakların bir sonraki büyük dil modeli üzerinde yoğunlaştırılması stratejisi olarak yorumlanmaktadır. OpenAI'ın kurumsal yapısının Google'a kıyasla daha odaklı ve çevik olması, şirketin teknolojik bir sıçrama ile yeniden belirgin bir kalite farkı yaratma potansiyelini koruduğunu göstermektedir.

OpenAI “Kırmızı Kod” Stratejisi ve Önlemleri

Aralık 2025’te Sam Altman liderliğindeki OpenAI yönetimi, artan rekabet baskısına yanıt olarak şirket stratejisinde köklü bir "konsolidasyon" sürecini başlatmıştır. Bu yeni doktrin kapsamında, şirketin ana odağını dağıttığı değerlendirilen ve kısa vadeli gelir çeşitliliği sağlamayı amaçlayan yan projeler askıya alınmıştır. Özellikle reklam entegrasyonu testleri, e-ticaret odaklı alışveriş asistanları ve OpenAI markalı bir web tarayıcısı geliştirme planları gibi inisiyatifler, mühendislik gücünün bölünmemesi adına süresiz olarak ertelenmiştir. Bu hamle, üretken yapay zeka şirketin genişleme politikasından ziyade mevcut pazar payını korumaya yönelik savunma ağırlıklı bir pozisyon aldığını göstermektedir.

Eş zamanlı olarak, teknik ekiplerin öncelikleri tamamen şirketin amiral gemisi olan ChatGPT’nin optimizasyonuna yönlendirilmiştir. Kullanıcı deneyimini doğrudan etkileyen yanıt sürelerinin kısaltılması (düşük gecikme), olgusal hata oranlarının (halüsinasyon) düşürülmesi ve sistem istikrarının artırılması birincil hedefler olarak belirlenmiştir. Ayrıca, rakip Google Gemini’ın ekosistem avantajına karşı bir denge unsuru oluşturabilmek adına, modelin kişiselleştirme yeteneklerinin geliştirilmesine ve kullanıcının geçmiş etkileşimlerini hatırlama kapasitesinin artırılmasına hız verilmiştir.

Kurumsal yönetim seviyesinde ise, Silikon Vadisi terminolojisinde “savaş zamanı yönetimi” olarak adlandırılan daha agresif ve çevik bir karar alma mekanizmasına geçiş yapılmıştır. Bu kapsamda bürokratik onay süreçleri kısaltılarak ürün güncellemelerinin son kullanıcıya ulaşma hızı artırılmış; araştırma ve geliştirme bütçesinin büyük bir kısmı, rakiplerle olan teknik farkı yeniden açması beklenen yeni nesil büyük dil modellerinin eğitim süreçlerine tahsis edilmiştir.