Dijital dünya, günümüzün vazgeçilmez bir parçası. Bankacılık işlemlerinden online alışverişe, eğitimden resmi duyurulara kadar hayatımızın büyük bir kısmı artık web siteleri ve mobil uygulamalar üzerinden yürütülüyor. Ancak bu dijitalleşme süreci, herkes için eşit erişilebilirlik sunabiliyor mu?

Türkiye, bu soruya net bir cevap veriyor: Artık dijital erişilebilirlik yasal bir zorunluluk haline geldi! Cumhurbaşkanlığı tarafından 21 Haziran 2025 tarihinde yayımlanan yeni genelgeyle, engelli bireyler ve yaş almış kullanıcılar da dahil olmak üzere herkesin dijital hizmetlere kolayca ulaşabilmesi hedefleniyor.
Dijital Erişilebilirlik Nedir? Ne Değildir?
Dijital erişilebilirlik, bir web sitesinin, mobil uygulamanın veya elektronik belgenin; görsel, işitsel, motor veya bilişsel engelli kullanıcılar, yaşlı bireyler ve hatta geçici engeli olan kişiler dahil olmak üzere herkes tarafından kolayca kullanılması ve anlaşılabilmesi anlamına gelir. Kısacası, dijital ortamda kapsayıcılık ve eşitlik sağlamaktır.

Dijital erişilebilirlik ne değildir? Sadece teknik bir uyum süreci değildir. Sadece engelli bireylere yönelik bir düzenleme olmaktan çok daha fazlasıdır. Aynı zamanda markaların toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesi, itibarını koruması ve müşteri güvenini sağlaması adına hayati bir stratejik unsurdur.
Ne amaçla kullanılır? Temel amacı, dijital ortamdaki tüm erişim engellerini ortadan kaldırmaktır. Bilgi teknolojileri altyapısının (kullanıcı arayüzleri, erişim protokolleri, donanım standartları gibi) farklı kullanıcı ihtiyaçlarına göre tasarlanmasını, geliştirilmesini ve bakımını kapsar. Kullanıcı deneyimi perspektifinden bakıldığında ise, web sitelerinin, araçların ve teknolojilerin engelli bireylerin bunları kullanabileceği şekilde tasarlanması ve geliştirilmesidir.
Türkiye’de Dijital Erişilebilirlik Neden Zorunlu Hale Getirildi? Güncel Durum Ne?
Türkiye’de dijital erişilebilirlik, 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun‘a dayanılarak yasal bir zorunluluk haline getirildi. Bu adım, engelli ve yaşlı bireylerin toplumsal hayata tam ve eşit katılımını sağlamak, bilgiye ve hizmete erişimde dijital engelleri ortadan kaldırmak amacıyla atıldı.

21 Haziran 2025 tarihli Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, yalnızca kamu kurumlarını değil; belediyeleri, üniversiteleri, özel hastaneleri, bankaları, özel okulları, yolcu taşıma firmalarını, e-ticaret sitelerini ve elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmeleri de kapsıyor. Bu, Türkiye’de dijital dünyada kimseyi geride bırakmayan bir yapının kurulması için önemli bir milat niteliğinde.
Güncel Durum ve Uyum Süreci:
- Standartlar: Web siteleri ve mobil uygulamaların uluslararası geçerliliğe sahip WCAG 2.2 (Web İçeriği Erişilebilirlik Rehberi) standartlarına uygun hale gelmesi gerekiyor. Bu, küresel kabul görmüş bir kılavuzdur.
- Denetim ve Danışma: Bu dönüşüm sürecini yönetmek ve denetlemek amacıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde İzleme, Danışma ve İnceleme Komisyonları kuruldu.
- “Erişilebilirlik Logosu”: Standartları karşıladığı tespit edilen kurum ve kuruluşların web sitelerine veya mobil uygulamalarına, Bakanlık tarafından 2 yıl geçerli olacak bir “Erişilebilirlik Logosu” kullanım hakkı verilecek. Bu logo, kurumun toplumsal sorumluluk bilincini ve tüm kullanıcılara verdiği değeri simgeleyecek.

- Uyum Takvimi:
- 1 Yıl İçinde (21 Haziran 2026’ya kadar) Uyum Sağlaması Gerekenler: Kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, belediyeler ve iştirakleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, özel hastaneler, MEB onaylı özel öğretim kurumları, karayolu, demiryolu ve havayolu ile yolcu taşıma hizmeti sunan özel kuruluşlar, A Grubu seyahat acenteleri, 200 binden fazla abonesi olan elektronik haberleşme işletmecileri.
- 2 Yıl İçinde (21 Haziran 2027’ye kadar) Uyum Sağlaması Gerekenler: Elektronik ticaret (e-ticaret) yapan hizmet sağlayıcıları.
Dijital Erişilebilirlik İlkeleri ve Standardı: WCAG 2.2
WCAG (Web Content Accessibility Guidelines), web erişilebilirliği için uluslararası kabul görmüş bir dizi kılavuzdur. WCAG 2.2 sürümü, özellikle mobil cihazlar, dokunmatik ekranlar, yüz ve göz hareketlerini algılama gibi yeni teknolojileri de kapsayan güncel gereksinimleri içerir.

Dijital erişilebilirliğin temelini oluşturan dört ana ilke bulunur:
- Algılanabilirlik (Perceivable): Bilgi ve kullanıcı arayüzü bileşenleri, kullanıcılar tarafından algılanabilecekleri şekillerde sunulabilmelidir. (Örn: Görsel içeriğe alternatif metin, işitsel içeriğe altyazı).
- Çalışabilirlik (Operable): Kullanıcı arayüzü bileşenleri ve navigasyon çalıştırılabilir olmalıdır. Klavyeyle tam erişim, yeterli zaman tanıma gibi özellikler bu kapsamdadır.
- Anlaşılabilirlik (Understandable): İçerik ve arayüz öngörülebilir ve tutarlı olmalı, kullanıcılar bilgiyi ve arayüzün işleyişini kolayca anlayabilmelidir.
- Güvenilirlik (Robust): İçerik, yardımcı teknolojiler de dahil olmak üzere çok çeşitli teknolojilerle güvenilir bir şekilde çalışabilmelidir.
Bu ilkeler, yalnızca engelli bireyler için değil, herkes için daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlayan kapsayıcı tasarımın temelini oluşturur.
Neden Sadece Bir Yasal Yükümlülük Değil, Aynı Zamanda Bir Değer Göstergesi?
WeAccess.AI CEO’su Doç. Dr. Özer Çelik’in belirttiği gibi, dijital erişilebilirlik Türkiye’de artık stratejik bir değer kazanıyor. Bu genelgeyle birlikte, çok daha kapsayıcı bir internet sağlamak mümkün hale geldi.

Kurumlar bu sorumluluğu yerine getirirken, sadece yasaya uyum sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumla daha güçlü ve samimi bir bağ kuracaklar. Dönüşen dijital dünyada erişilebilirlik, itibar, empati ve kapsayıcılık ekseninde stratejik önem kazanmış durumda. Kurumların yasal yaptırımların ötesinde, kullanıcı güvenini sarsacak ciddi risklerle karşılaşma ihtimali de dijital erişilebilirliğin markalar için ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.
Dijital erişilebilirlik artık bir ayrıcalık değil; herkes için olması gereken bir standarttır. Bu tarihi adım, Türkiye’nin dijital altyapısını daha kapsayıcı ve adil bir hale getirme yolunda atılmış güçlü bir irade beyanıdır.
Sizin için dijital erişilebilirlik ne ifade ediyor? Kurumların bu sürece ne kadar hazır olduğunu düşünüyorsunuz?